6 Aralık 2011 Salı

Büyümekten sıkıldım

Büyümekten sıkıldım.. Bana çocukluğumu geri verin.. Oyunda kavga edeyim HAYATLA değil..! Kendimi kaybetmeden saklambaç oynayayım, sobelediğim BENİM olsun..! Kalp yarası yerine dizlerim yaralansın..! Acıyı sadece biberden bileyim, yüreğimde değil..! Tek hedefim kiraz ağacının tepesine tırmanmak olsun.. Karanlık yine korkutsun beni, kötü insanlar yerine..! Off ne zormuş büyük olmak..!! Bana çocukluğumu verin, BÜYÜKLÜK sizde kalsın..!!!

8 Kasım 2011 Salı

Üzgünüm ve bayram olmamalıydım değil mi :(

Bayram ve bayram tatili denen şeyler her defasında bir öncekinden daha hayal kırıklığına dönüşüyor bende bu bayram tatilinde bir gün izi olacaktı eşimin ve onu sözümü gerçekleştimekte kullanacaktım .İstanbula ninemin yanına gidecektik,kaç amandır aklımdan çıkmıyor ve yanında olmak istiydum ,hala da çokistiyorum ve bu almayacak ve bu ben gerçekten üzüyor.Zaten ailemden uzak bayram geçirmek yeternce uzak hem de ... neyse daha fazla cümle kuramayacağım aslında her zamanki gibi serzenişlerimi face de yapardım ama bu içimdeki duyguları beni tanınan kimseye söyleyesim tartışasım ya da konuşasım yok burda en azından hayatıma dahil olan kimse okumuyor ...

19 Ekim 2011 Çarşamba

Sen Ağlama Annem Bu Vatan Kıymetli...

Bir şehit verdik vatan sağolsun dedik,
Sağolsun tabii ki dedelerimde can vermişti vatan için,
Bitmişti savaş özgür ülke olacaktık ölmeyecekti gencecik kardeşlerimiz,
Ölmeyecekti vatanımda hiçbir can, düşman kurşunu ile fitne kurşunu ile...
Bir şehit verdik vatan sağolsun dedik,
Tabutu başında ağladık ağlamıcaz dedik şehit ölmez vatan bölünmez dedik,
Kardeş kardeşi vurdu eline verilen silahla,
Şehidim sen ölmedin dedik bu vatan için ölmek ölüm değildir dedik,
Ağladık...
Köyümde 3 bayrak dalgalanıyor üç fidanın mezarinda,
Küçüktüm onlar şehit olduğunda anneleri ağlıyor diye ağlamıştım ben de,
Annem de ağlıyordu iki oğlu vardı annemin ağlıyordu annem...
Bir şehit verdik vatan sağolsun dedik,
Vatanım sen sağol benim de canım feda duracaksa bu kan,
Son olacaksa benim canım...
Bugün 26,yarın belki dahası ...
Bir şehit verdik vatan sağolsun dedik,
Bizim vatanımız kıymetli her gün bir can veriyoruz o kadar kıymetli...





Şimdi ofisteyim yoksa bu şiir burda bitmezdi şehidim senin için ne kadar yazsam az içimizi ne kadar döksek az...
Allah bizi affetsin senin kanın hürmetine...

17 Ekim 2011 Pazartesi

Canım ninecim

Bloğa küstüm sanılsa da aslında ben kendime küstüm biraz galiba.
Bazen bloğa yazasım gelmezdi ama birşeyler üretince canım ninecim hadi bloğuna da yaz da görelim derdi eklerdim :) Bazen sırf onu şaşırtmak için yazardım bişeyler şimdi elim gitmiyorum canım ninem de gelsin beraber örnek tercümesi yapalım zor zor örnekleri çevirelim öğrenelim istiyorum hep yeni şeyler öğrenirken mutlu olalım istiyorum şimdi bu mutluluğu tek başıma yaşamak içimden gelmiyor,üretmek de gelmiyor içimden .
Zaten hep aklımdasın canım ninecim ama bişeyler üretmeye çalışınca gözyaşlarımı tutamıyorum kötü şeyler olacağından değil sadece sen üzgünsün ve yanında olamıyorum diye :(
Deli gibi kitap okuyorum kitap yorunca puzzle ımızı çıkadı yine eşim ona kafa yoruyorum düşünmemek için canım ninecim umarım dedem çabucak iyileşir bir daha ki konuşmamızda güzel haber alırız inşallah hep dua ediyorum ...Seni çok özledim ninecim...

18 Haziran 2011 Cumartesi

Karşıtlıklar ...

Zihnimdeki cümleleri umarım anlamlı bir şekilde dökebilirim yazıya bu bana iyi gelecek yazmak iyi geliyor sanki buraya yazdığım şeyler artık zihnimde yer kaplamıyor akıp gidiyorlar .
Bu cumartesi çalışmıyorum ne yapsam ne yapsam diye çok düşündüm ama eşim çalışıyor olacağından ve burda öyle bir elimin parmağı kadar arkadaşım olmadığından çok fazla seçenek kalmadı elimde ,çaresizce alışverişe çıktım yani tamamen çaresizliken :P
İhtiyaç ve ihtiyaç dışı olmak üzre doldurduk sepetimizi sevgili börülcemle,börülcem benim burda kafamın uyduğu belki de uzun zamandır ya da hayatım boyunca bu kadar iyi anlaştığım 3-4 arkadaşımdan biri .(Allah bozmasın tahtaya da vuralım)Öğleden sonra o iş yerinden çıktı ve merkezde heykelde yani buluştuk ,şu anda ayaklarımdaki kara suları hissediyorum o derece gezdik.
Karşıtlklarım tam burda başlıyor aslında.
Geçenlerde (çok yakın bir geçen zaman bu :))sevgili Büşranın şu yazısını okumuştum çok da tanıdık geliyor düşüncesi ile.
Bugün tatilim ya, acelem yok ya, biryerlere yetişmeye çalışmyorum ya çevreme daha bir dikkat ettim.Kulağımda aynı şarkı sanki ilgisiz gibi duruyor idiysem de.Otobüse bindim öğleye yakın bir saatte, tıklım tıkış cumartesi tabi herkes ben mi cumartesileri özel olsun ,tam şoför ün yanında dikiliyorum yanımda da bir teyze,ama teye yaşlı hava da sıcak bunaltıyor insanı hepimiz ayaktayız azcık bir ilerleme oldu durumu gördüm ilk 5 koltukta 5 çocuk oturuyor ki en büyüğü ilkokul 3 e falan gidiyordur ancak küçücükler,etrafta anne vasfında kimse bakmıyor taraflarına neyse azcık daha ilerledik yaşlı teyzenin yanındayım ben de ,iki kadın kucaklarında birer bebek arada bir o çocuklardan birine bişeyler diyor şapkasıyla ilgili şeyler kulağımdaki şarkıdan çok da anlamadım doğrusu ama izlenim olarak bunlardan birisi bu tüm çocukların annesi bu belli oldu teyze tam yanlarında duruyor nerdeyse ineceğim durağa kadar ki bu yaklaşık olara30 dakikalık bir yoldu, durum bozulmadı ve ablalardan biri de çıkıp demedi ki oğlum veyahut kızım kalk bak teyze otursun o yaşlı.Bu ablalar bursa gibi Türkiyenin en büyük şehirlerinden en modern şehirlerinden birinde yaşıyorlar.Kendi çocukluğum geldi aklıma babaannemle yaşadığım baya bir küçük olduğum zamanlar babaannemle her ayın bir çarşambası emekli maaşını almak üzere ve evin  çarşıdan alınmalık ihtiyaçlarını görmek üzre ilçeye giderdik ,ve çook kereler hadi kızım kalk gel kucağıma sen de teyze otursun abla otursun söylemleri kulağımdadır.Allah rahmet eyesin benim babaaannem köyde doğdu büyüdü ve köyde öldü, hayatında bir kaç yıl kıbrısı birkaç kere de istanulu görmüşlüğü var, böyleyken benim babaannem insanlık biliyordu ,kültürümüzü biliyordu ki bence bizi birçok ülkeden ayıran alışkanlıklarımızdan biridir bu otobüste yer verme güzel davranışımız.
Aklıma şu da geldi bunu düşünürken iki yıl önce mudanyada oturuyorken bir saat süren toplu taşıma araçları ile yolum süresinin yarısını otobüs ile gidiyordum ve otobüsüm bursanın büyük avm lerinin birinin dibinden kalkıyordu yazın gezmeye gelen, süslenip püslenip de gezmeye gelen teyzelere inatla yer vermediğimi hatırlıyorum, bir saat erken ya da geç dönebilirler evlerine bu lüksleri var keyfe geziyorlar insanların iş çıkışlarında çıkıp hem de bu yorgun argın insanlardan yer vermelerini bekleyerek omuzlarını neden taciz ediyordular ki ...bence haksızdılar ve yer vermiyordum bu yüzden tartıştım bile omuz tacizini yeterli görmeyip laf sıvıştırmaya çalışan süslü püslü yaşlı teyze ile.Babaanneme dirhem ihanet ettiğimi düşünmeden hem de ama bugün o çocuklara bişey demediğim için içim içimi yedi o teyze de bişey demedi bakamdı bile taciz bile emedi kimse bişey demedi... üzüldüm kayboluyor bu değerliydi benim gözümde...
Bir diğer olay da bursada olmayan mahalle baskısıyla ilgili azıcık yok galiba ya da bursada büyümediğimden burda kendimi ait gördüğüm bir mahalle yok düşüncesel olarak ama sonuçta göz var nizam var.Kimseyi kıyafetiyle veya rengiyle tabii ki eleştirmiyorum ama kardeşim göz diye birşey var nizam diye de bişey var
ve teşircilik bunlardan hiçbirine girmiyor bence.Börülcem kapalıdır ben açığım saçlarımızdan bahsediyorum,bunun dışında sevdiğimiz şarılar, diziler ve kitaplar nerdeyse aynıdır.Birbirimizin yanında birbirimizi hiç yadırgamadık hatta bazen rüzgardan eşarbı uçtuğunda ben onu uyarırım o da benim tshirtüm benim istediğim şekilde yakamı kapatmadığında beni uyarır birbirimizi biliriz ve destek oluruz yani.Dışarıya bakışımız da nerdeyse aynı yani 130 kilo bir abla straplez kesim (umarım doğru yazmışımdır bu tipi) bir badi ile caddede nerdeyse fırlatacakmış gibi yürürken ikimizin gözüne de iğrenç gelir ve bunun tarz dır ıvırdır zıvırdır ile bence hiiiiiç bir alakası yok olmamalı da böyle bişey yok ya kadınlık onuru diye bişey var ya edep diye bişey var bu ne kardeşim kapat bir zahmet daaaaa bir de biz kadın halimizle bunu düşünüyoruz.
Alışverişe çıkmışız ya çeremize alıcı gözle bakıyoruz o kadar güzel giyinen ablalar vardı ki bir tanesini hatta nerdeyse durdurup nerden aldınız diye soracaktık rahatsız ederiz diye caydık çok güzel kısa etekli bir elbise giymiş ablanın biri ama nasıl yakışmış hanım hanımcık karşıdan gördüğünde saygı duymak geçer ya içinizden öyle bir abla.
Derin mevzu çok derin ve karmakarışık mevzu bu ...
Bazı şeyler kesinlikle aileden gelir gensel kişisel karakterse bence ikinci plandadır aileden gelmeyince olmaz bence birçok şey .

Bugünkü haber türk gazetesinin 9. safasında kemalist ve müslüman kelimelerini iki karşıt görüş ve iki karşıt düşünce olarak yorumlayan yazarlara diyorum gerizekalılarrrrrrr!!!!! mısınız ????
Allahınıza kurban ya nasıl bir mantıktır bu kemalizm diye bir din mi peydah oldu da ben fazla çalışmaktan bu duyumu almadım .Kşme neyi anlatıyorum ki ben diymi ama hekes kendi bildiğini okuyor herhalukarda...

9 Haziran 2011 Perşembe

Offf saate bak

Saat kaç olmuş ben eve yeni giriyorum illet proje sonunda ikinci kere bitti mimarierden bişey çıkmassa artıkurtulucaz sorunlu projeleri sevmiyorummmmmm.nevrim döndü bugün 6 bloğun kontrol günüydü ve çook uzun bir gün oldu beynim allak bullak herşey birbirine girdi akşam mesai yapmayacaktık normalde bitsi kurtulalım dedi patron peki dedi ben eve gelip kedişime yemek vermeyi unuttum yoğunluktan tam çıkarken geldi aklıma çoküzüldüm :( yazık ama ağzı var dili yok :( kendimi unutmuşum ama olsun kedişi unutmamalıdım eve girer girmez önce ona sosis doğradım bir güzel afiyetle yesin diye ,sonra da sıcaktan bunalmışken elimi yüzümü yıkayayım dedim gözlüklerimi unuttuğum hiç aklıma gelmemişti :) bir kaldırdım başımı kiamlacık olmuş dünya heyyy gidi yaşlanmak sen nelere kadirsin :) ne de olsa dn itibariyle bir yaşı daha kopardım takvimden hakkımızda hayırlısı :)


herkese iyi akşam-geceler sevgilerimle :)

1 Haziran 2011 Çarşamba

Benden...

Yeterrr artık mesaili çalışmak istemiyorummmmnidalarıyla bugün patronla muhatab oldum peki bu akşam ki mesaiyi yarınerteleyelim dedi dün mesai yapınca üst üste hoş olmuyor uykum var zaten ...
 Markete uğrayıp kediye kum almam gerekiordu yolda annemle konuşuyordum markete uğradım hakkaten ama erik ve kayısı alıp çıktım şimdi kum gelyor aklıma artık nasipse yarın alıcam :)
 annemle konuşurken telefonu kapamak zor oluyor sanırım o kadar bedavayaçıkarmamalıydım tarifesini :)bende o kadar bedava dakika yok :)Pazar günü köye gittiğini anlattı yine :) bugün kü seller akarmışçasına yağn yağmuru da anlattın annem bana ama beni sevindirmek için üzerine basa basa söyledi fasulyelerimi diktiğini.Aslında dikme demiştim ama olsun yapabildiğim srece yapıcam dedi .fasülye turşularımı :) bu kıç yarım litrelik su şişelrine doldurulmuş en az 60 şişem vardı çok çabuk bittiler üstelik eşim de sevmiyor :)
 Ben kırıldığım kişiyle hala konşabilen biriyim ben çok iyyi biri olmadığıma göre sanırım o arkadaşımı çk seviyorum :)İtanbula kadar geldi ve bir gün bana uğramadı çok bozuldum buna ... biliyorum biliyom ama yine de bozuldum işte.
Güzelim televizyonumuz çiçeği burnunda alet serviste, emektar da sanki pabucunu dama attıran tv bozulunca ona mahkum kaldığıızı anlamış gibi bozuldu diziler filmler hep kaldı öyle kenarda :)
Eşimin de dedği gibi salatada zeytin yemek istiyorsam çekirdeğini çıkarsam iyi olacak bir dahaki sefere .
bazen blog gezmelerime yanıma geliyor eşim bakıyoruz bneim okudğum yazıları okuyorne kadar karışık cümleler daldan dala atlanmış konular diyor hiç bişey anlamadım dyo gidiyor yazıya dönübir daha bakıyorum gülümsüyorum içimden ben anlıyorum diyorum :) ben de karışığım biliyorum :))
Her beğendiğim yazıya yorum bırakmak istiyorum ama laptopumuklavyesi çok nazlı kafasına göre harfleri yutuyor abuk sabuk kelimeler çıkıyor kimbilir onlardan kaçıyla doludr bu yazı offf offf :)

gideyim kediyi biraz daha mıncırayım iş yorgunluğuna bire bir :)


iyilikler dilerim..

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Hasta Olmak İstemiyorsan...

Hasta olmamak ve iyi bir hayat sürmek için Dr.Drauzio Varella’nın muhteşem önerilerine mutlaka göz atın! Eğer hasta olmak istemiyorsan, duygularını anlat!. Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular gastrid, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar. Zamanla duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız.. Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel bir terapidir!   Eğer hasta olmak istemiyorsan, karar vermelisin!. Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. kararsızlık endişeleri, sorunları ve çatışmaları çoğaltır. İnsanlık tarihi kararlardan oluşur. Karar vermek, diğerlerinin kazanması icin vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir. Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanlarıdır.   Eğer hasta olmak istemiyorsan, olduğundan farklı yaşama!. Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir. Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü birşey yoktur. Kaderleri ilâç, hastane ve acıdır.   Eğer hasta olmak istemiyorsan, kabullen!. Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır. Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar. Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.   Eğer hasta olmak istemiyorsan, çözümler bul!. Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler. Karanlığı kovmak icin kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat varolan en tatlı şeylerden birini üretir. Biz ne düşünüyorsak oyuz. Olumsuz düşünce hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.   Eğer hasta olmak istemiyorsan, güven!. Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz , açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.   Eğer hasta olmak istemiyorsan, hayatı üzgün yaşama!. Mizah. Kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güç verir ve daha uzun bir yaşam getirir. Mutlu kişi yaşadığı çevresini geliştir. İyi mizah bizi doktorun elinden korur. Mutluluk, sağlık ve terapidir.   İyi Olma Sanatı

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Bir ben var benden öte...

Düşündüm de mutlu huzurluyum ama tek şartla; verilmiş sözler tamamlanmadan yenilere kapılarımı kapatıyorum.
Sözler tutulmalı ya da geçerlilikleri sonlandırılmalı ucu açık yollarla doldu hayat olmaz ki huzur dediğin tek yolda yürür.
Arkadaşlarımın haberi yok yani en iyi ikisinin ikisi de kalbimi kırdı kendi versiyonları ile ve ben küsüm onlara .
Tavşanım yani ben bu günlerde dostcanlar.
Şarkılarımı biriktiriyorum dönem dönem taktığım ve bir milyon kere dinledim artık diyebileceğim kadar dinlediğim tekrar tekrar şarkılarımın listesini yapıyorum bir nefeste 120 yi devirdim o da aklıma gelenler yani.Belki ilerde kaybolmasın diye listemi buraya da koyarım :)
Çok işim var projelerim başımdan aşkım evde bir gıdım iş yapmıyorum o kadar ki tabaklar makinede kurudu bitti ben uzatma kablosunu makineye takıp düğmesine basmıyorum heves yok istek yok bahar temizliği zamanıdır ama kooca evin altından tek başıma kalkamam yardım lazım bana da önce bana ben lazım sanırım.bugün çalışırken şu cümle geldi aklıma serzeniş tarzındaki kendime notlarım mahiyetine dönüşen bu bloğuma dip not olarak düşmek isterim.
Hem ying im hem de yang beni benden nasıl ayırırsın ki?!?!

Sevgilerimle iyilikle kalın...

17 Mayıs 2011 Salı

Muhteşem Bir liste Buldum Örnek Alınası ...


1. İnsanlara beklediklerinden fazlasını ver ve bu işi yaparken kibar ol.
2. En sevdiğin şiiri ezberle.
3. Her duyduğuna inanma, elindekinin hepsini harcama ve istediğin kadar uyuma.
4. "Seni seviyorum" derken inanarak söyle
5. "Özür dilerim" derken karşındakinin gözünün içine bak.
6. İlk görüşte aşka inan.
7. Asla başkalarının hayalleriyle dalga geçme.
8. Derinden ve inançla sev. Kırılabilirsin belki ama başka türlü de hayatını tam yaşayamazsın.
9. Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaş.
10. İnsanlar hakkında konuşulanlara inanıp onlar hakkında karar verme.
11. Yavaş konuş ama hızlı düşün. 
12. Eğer biri sana cevap vermek istemediğin bir soru sorarsa gülümse ve "neden bilmek istiyorsun?" de.
13. Şunu daima hatırla ki büyük aşk veya büyük yatırım daima büyük risk taşır.
14. Anneni ara.
15. Biri hapşırırsa "çok yaşa" de.
16. Eğer kaybedersen, aklını da kaybetme
17. Üç "S" yi unutma: Saygı - kendine, Saygı -başkalarına, Sorumluluk - tüm hareketlerine.
18. Küçük bir tartışmanın tüm dostluğu mahvetmesine izin verme.
19. Eğer hata yaptığını fark edersen, hemen onu düzeltmeye bak, bile bile devam etme.
20. Telefonda konuşurken gülümse. Karşındaki sesinden gülümsediğini anlayacaktır.
21. Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen. Yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden fazla önem kazanacaktır.
22. Biraz yalnız kalmaya özen göster.
23. Yeniliklere açık ol ama ille de değişmeye çalışma.
24. Şunu bil ki sessiz kalmak bazen en iyi cevaptır.
25. Daha fazla kitap oku, daha az TV seyret.
26. Güzel, şerefli bir hayat yaşa. Yaşlanıp geri baktığında ikinci bir defa tadını çıkarırsın.
27. Allah'a güven - ama arabanı kilitle.
28. Sevdiklerinle tartışırken, o anı önemse, geçmişi kurcalama.
29. Satır aralarını da oku.
30. Bilgilerini paylaş. Bu aynı zamanda ölümsüz olmanın bir başka yoludur.
31. Dünyaya iyi davran.
32. Dua et. Büyük güç verir. Düşün. Daha da büyük güçverir.
33. Uçarken asla ara verme.
34. İşini iyi yap.
35. Öperken gözlerini kapamayan sevgiliye güvenme.
36. Eğer çok paran olursa, başkalarına yardım et. Paranın en zevkli tarafını kaçırma.
 37. Bazen istediğin bir şeyin olmaması senin için bir şanstır.
38. Önce kuralları öğren, düşün, karar ver ve gerekirse sonra bazılarını boz.

Babaannemi özledim..

Neden olmasın ben köye gitsen otobüsten insem yürüyerek çıksam tüm hatırladığım kestirme yollardan bizim evin önüne o eski taş ev yerinde duruyor olsa,evi görür görmez babaanneeeee diye seslensem o da fındıklıktan bana huuuuuuuu diye yanıt verse,köpeğimiz koşarak üzerime atlasa. Babaanneme sarılsam nasısın desem gözleri dolsa.Sanki her haftasonu ilk otobüsle bizi beklemiyormuş gibi yapsa,sabah kalkıp bize sıcacık köy ekmeği pişirmemiş gibi yapsa...
Neden özleyemeyeyim ki öldüğü için mi bu bana mantıklı gelmiyor üsgünüm ki ...

12 Mayıs 2011 Perşembe

Artık birşeyler yapmak mı lazım

Bahar kararsızlığını bir türlü üzerinden atamadı, gezmek isterim bulut çıkar çalışam gerekir akşamın körüne kadar güneş parlar bu haksızlık mı dersiniz bahtsızlık mı yoksa bu benimki sadece bencillik midir.Ne yani sanki dünya benim etrafımda dönüyormuş gibi hah!
Bu bencillik olmalı
hayır bencillik olamaz ıhhh değil bencillik falan.
Tabii ki değil ve tabii ki de dünya benim etrafımda dönüyor yani durun bir dakia ben olmassam benim gözümden benim bakış açımdan dünya da olmaz dolayısıyla bu dünya benim ... benim benimmm..
Ama paylaşabilirim paylaşırım hadi tamam sizin de olabilir :)
Ve konuyla ki ortada bir konu dahi yoktu ilgisi olmamasıa rağmen ben bir filmi izliyorken eğer film karakterlerden birinin ağzından anlatılıyorsa senaryonun zayıf olduğuna inanmaya başlıyorum.Bu bana hikaye çok güzel harika ama bir becerip de bunu senaryolaştırıp anlatamadık bari o anlatamadığımız kısımları karakter bi kaç cümle ile geçiştirsin :) evet durum ben soyutlaşınca böyle oluyorum halbuki pisişimden bahsetsem cümlelerim çok tutarlı ve daha az devrik olurdu.Zaten ne geldiyse başıma o devrik cümlelerden geldi kompozisyondan hep düşük not almama sebep olmuşlardır .Yani ne olmuş ki kompozisyonun gelişme paragrafı tek cümleden oluşuyorsa ... ne olmuş :)
erguvan mevsimi geçti bu yıl hiç fotoğraflarını çekemedim :( bir iki gelincik gördüm otobüsde giderken ....

şimdilik hepsi bu...

8 Mayıs 2011 Pazar

İyilik Kötüdür

İyi niyet ,empati,paylaşmak  hepsi boş önemli olan tek şey karşıdan nasıl görünceğinizdir, mevlana çözmüştü herşeyi biz sadece yaşayara öğreniyoruz ...
keşke herkes herkesin düşüncelerini okuyabilseydi...

Miskinlik

Anneler günü canım annecim bugün işte henüz konuşamadım dün akşam konuşmuştum .
Dün akşam görümcecanım la buluşmak için sözleşmiştik ben iş çıkıçı onu bekletmeyeyim diye yola koyuldum bir süre sonra şehir mezkezinde beklmeye başladım.Durağan beklemeleri pek beceremediğimden yürüdüm gezdim vitrin bakındım falan vaik geçirmeye çalıştım .Sonra birden ortalık karıştı panzerler çevik kuvvet polisleri falan bir de insanın burnunu yakan irenç bir koku sardı şehi merkezini. Trafik durduruldu otobüsler aranmaya başlandı .Neyse efendim akşamdan kalan düşünce aklımda şudur ki bir olayın içinde kalırsanız olayın ne olduğu hakkında doğru fikir edinmeniz çok zordur.
Görümcecanım sonunda olayları aşıp yanıma ulaştığında olay hakkındaki düşüncemiz ortaktı maçta kesin biri gol kaçırdı ya da hakeme kızmışlar olayı buna bağladık.Eve gelirken yolda biraz haberleri okuyayım dedim ve ne kadar yanıldığımızı anladım .Maç daha oynanmamış bile ortada futbol yok ama kavga var .Anlayamıyorum ben bu tipleri....

Bu sabah annemi düşünerek uyandım normalden çok düşündüm :) Canım annemi çok özlem annem niyetine kediyi sıkıyorum yanaklarını mıncırıyorum.
kedişim de şimdi bütün bu ilginin gerçekten ona olduğunu düşünüyor kucağımda uuyor tam ben yazıyı yazarken biraz tıkırtılar huzurunu bozuyor birazdan o da biter ve miskinliğimize geri döneriz :)
Bizce bugün anneler günü değil hrgün anneler günü :)

5 Nisan 2011 Salı

Havadisler

Moonsun dan haber aldım sonunda sağlıklı olduğunu bilmek bana yetti Allah yardımcısı olsun çok çok iyi olsun inşallah .
Kalbimi kıran arkadaşımdan kelime beklemek yerine ona selam verdim ve kalbimi kırdığı anı anlattım anladı biliyordu sadece ne söyleyeceğini bilemiyormuş bir selam ikimize de iyi gldi ümmişim hoşgeldin geri her ne kadar şu an fasta olsan da.
Canım garaguzum beni rüyasında görmüş anlattığı rüya her ne kadar rüya olsa da beni mutlu etti bir rüya insanı mutlu eder mi ?
Saçlarımın rengi ilk kez beni mutlu etti içime sindi kısa sürecek olsa da.
Geçen hafta zehirlendim 6 kişinin yediği yemekten bir tek ben zehirlendim 3 gün su içemedim sonrasında bir yudumda bir buçukluk şişeyi bitirmenin verdiği mutluluğu bilir misiniz?
 Hala buralardayım sadece sadece ......
Kendinize iyi davranın görüşmek üzre...

9 Mart 2011 Çarşamba

Beyazım bugün ben



Karların arasından bata çıka güle oynaya gelirken içimdeki serbest bırakmışken bu sabah o kadar güzel bir şey gördüm ki paylaşmalıyım bunu tüm güzel arkadaşlarımla. Ana caddenin bir alt sokağını tercih ediyorum normalde sakin oluyor sokak istediğim delilikle yürüyebiliyorum : ) bu sabah sitelerin birinin arka duvarında amcanın biri duvarın üzerindeki karları açıp bir kova ekmeği itina ile diziyordu üzerine karda kışta sokakta kalan canlıları düşünen bu güzel insanı çok sevdim tanımıyorum ama belli ki merhamet var içerisinde sevgi var…

Umarım çevremizde hep böyle insanlar olur sevgilerimle..


13 Şubat 2011 Pazar

Babaannemin vasiyeti



      Küçüğüm ilkokul üçüncü sınıfa gidiyorum ,mersinde oturuyoruz o zaman babam var,tayini mersine çıkmış trabzondan oraya taşınmışız.Silifke ilçesine yaşıyoruz arkasında koocaman fıstık bahçeleri portakal bahçeleri olan süper bir yer ,göksu ırmağı hemen evimizin yanında akan masal gibi bir yer benim gibi sanal çocuk için.
      Babaanmeler kardeşinin kızını amcama gelin almaya gidecekler kıbrısa o zaman tabi uçak kolabişey değil gelmişler bize ertesi gün taşucu limanından kıbrısa gidecekler düğünü yapıp gelini alıp gelecekler.Babaannem de yengeme takmak için bir kolye yapmış şu yukardaki gibi bişey çocuğum bir de okul çağıma kadar köyde babaannemle yaşamıştım beni severdi babaaannem benim sevdiğim kadar en azından .Kolyeyi çok sevdim babaanne ben takabilir miyim onu olur benim olsun babaanne niye onu bana vermiyorsun yengemi benden çok mu seviyorsun falan.Çocuğum ama damardan giriyorum olaya.Babaanne dedemden kalan emekli maaşıyla köyde yaşıyor ekip biçtiğini yiyor falan öyle çok varlıklı değil kadın söz verdi bana gene de sen büyü sana da alıcam aynısından dedi.
       Sonra aradan zaman geçti biz büyüdük ve kirlendi dünya diyorlar ya aynen öyle oldu sonra bir gün baktım benim babam yoktu annem ve kardeşlerim ayakta durmaya çalışıyoruz babaannem oğluna sarılmış resim böyle kaldı aklımda  ben kolyeyi unuttum, sonra zaman dahada ilerledi ben artık dayanamayacak duruma geldim herşeyi bırakıp yurt dışına çıktım kimseye alo demedim dağılan beni topladım güce ihtiyacım vardı ya da sadece sakin ve uzak kalmaya ne kadar doğru ne kadar yanlıştı bilemiyorum sonuçta o zaman içerisinde benim babaannem çok hastalanmış hastaneye kadırılmış beni sayıklamış sürekli söylemiş miydim babaannem beni çok severdi ailenin ilk torunuydum ben dedem öldüğünde doğmuştum babaannem beni karlı bir kış günü hastaneye götürmek için kaç köy boyunca sırtında taşımıştı.Yapılanı unutan maya yok içimde,ne iyiyi ne de kötüyü.
       Sonra döndüm ben iyiydim, evlendim, annemle kardeşlerimle, ayırdığım ruhuma ruhlarındaki karanlığı karıştırmayan akrabalarla görüşeye başladım .Babaannemin hastanede  öldüğünü öğrendim o haberi aldığımın üzerinden yaklaşık 3 yıl geçti birkere gidebildim memlekete ama ayağım çekmedi gidemedim köye mezarına gidemedim .İçimde o köye gittiğime her zamanki  gibi babaanneeeee diye bağırdığımda ki bu yıllarca değişmedi hiç, bir yerden tardan mısırların arasından ,fındıklıktan bir yerlerden  hoooooovvvv diye geri cevap vereceği duygusu gitsin istemedim  .Gitmesin duygu ben köyümü hep babaannemle bildim değişmesin istedim belki yanlış bu düşüncem belki doğru ama değişmesin .
Babaanem hastaneye kaldırılınca bana o kolyeden yaptırmış ve kızlarına vasiyet etmiş bunu kızıma verin diye dün bana ulaştı kolye ağlıyamadım en azından bu yazıyı yazarken olduğu kadar ....
ben babaanemi özledim ....
İçimden geçen o kadar kötü duygular var ki sebep olanlara karşı....Allah yardımcmız olsun ...

27 Ocak 2011 Perşembe

Ben bir Gemi Kaptanıyım

Zorda ruhum parçalanıyor sırtımı dönükçe parça parça etraımda merhamet dileniyor.
Kitabım işe yaramıyor artık okumak iyi gelmiyor bana baka bir hipnotize yol bulmalıyım düşünmemeliyim düşünmek iyi değil güzel değil parçalarayrılmak.
Eskiden bir zaman dilimine ait yerel radyonun birinde sesim yankılanırdı düşündüklerimin bikısmını söylerdim önümdekisyah mikrofona sanki sadece kulaklıklarıma gelirdi ses sanki sadece ben duyardım  kendim kendim çalıp kendim onardım sanki.
Sonra bir gün selma aradı sabah o saatte beni dinlemek için kalktığını söyledi inanamadım bir ses daha vardı benim sesimin yanında güzeldi gerçekten güzel sonra her sabah arayıp günaydın demeye başladı selma ve ben de ona özel günaydın demeye sonra ben mesleğime ağırlık vermeye karar verdim zor ir karardı konuşmak güzeldi düşünceleri özgür bırakmak .Sonra ben büyüdüm yani bir parçam büyüdü sorululuklara sarıldı ya da sorumluluk çöktü omuzlarına bir parçamın.
Hayallerim var hala uyumta güçlük çektiğim gecelerde kendime anlattığım masal düşünceler var hala....
O eski zamadiliminden çökmemiş zorumlulukları uzağındaydı bir gemi olarak düşünürdüm ömrümü.
Herkesin ömrü bir gemi yolculuğuydu zira o zamanlar :)
Dümenin elimize olduğuna inanırdım gemi be aitti tanıdıklarımız dostlarımız da gemimizdeki yolcular istersek onları gemimize alırdık istezsek almazdık herdönem yeni bir limandı gemimiz için...
Sonra gemi bir limana demirldi dahsonra deniz uzaklaştı çok uzaklaştı ardından aslında bir gemimin olmadığını farkettim ve sonrasında aslında hiç bir gemiye sahip olmadığımı farkettim asla dümeni elimde olan bir gemim olmamıştı.
Belki olsaydı....
belki olmalıydı....

iyi geceler....

14 Ocak 2011 Cuma

Bu gün benim adım hüzün ,bugün benim adım keşke,bugün benim adım ölüm :(

Üzgünüm
Bu gün benim adım hüzün ,bugün benim adım keşke,bugün benim adım ölüm :(
Hastayım kendi hastalığımla uğraşıyordum sesim düzelince ararım dedim annemi, aradım bugün o da aramamış beni üzmek istememiş haberi zorla verdi ne kadar sevdiğimi biliyordu.
Bu gün süper babaannemin cenazesi varmış,benim süperbabaannem artık yok.Babaannemin ablasıydı kendisi, bizim komşu köyümüzde yaşıyordu kocasıyla, beraber koyuncuydular onlar bir sürü koyunları bir sürü kuzuları olurdu, hep olurdu kocası vefat edene kadar, her yıl en az 600-700 koyunları olurdu, yaylada da karşılaşırdık onunla, köyüne de giderdik babaannemle.Onlar yaylada iken tarlasına bağına bahçesine biz bakardık kazırdık, ayıklardık ,meyvelerini yerdim.
Benim süper babaannem hamarat kadındı tüm yaz yaylalarda koyun peşinde olsa da kışın onlara misafirliğe gittiğimizde bize çamur küplerinden (yazın taze iken yenmeyen bir çeşit armuttan yaptığı) su armudunu ikram ederdi.Siz su armudu yediniz mi hiç ,öylesini bilemezsiniz benim süper babannemin muhteşem su armutları olurdu.Karayemişi çok severdi süperbabaannem, yazın gittiğmizde çıkamadığı her ağaca beni yollardı sepetlerle karayemiş toplardım ona yerdi,yiyemediğini karayemiş zeytini yapardı siz hiç karayemiş zeytini yediniz mi?
Sizin hiç süper babaanneniz oldu mu,Sırf siz iki dakika tüylerini okşayın diye tüm kuzuları sırayla yapaklayıp kucağınıza verdi mi hiç?
Sizin hiç süperbabaanneniz oldu mu,Taş evinin bir odasında bulunan eski taş fırında lezzetli peksimetler pişirdi mi hiç ve siz o pişirsin diye kestane yaprağı topladınız mı ormandan, ekmekler kestane yaprağında daha iyi oluyor dedi mi size süper babaanneniz.O lezzetli peksimetleri ayranla ıslatıp yediniz mi hiç?
Sırf siz onunla kaldığınız 15 günde mutlu olun sıkılmayın diye çatı arasındaki atıl odacığı sizin için düzenledi mi babaanneniz kendinizi heidi gibi hissedin diye...
Sizin hiç süperbabaanneniz oldu mu sizden iyi kiraz ağacına çıkabilen?
Sizin hiç süperbabaanneniz oldu mu ,kendi babaanneniz babanıza arka çıkarken o sizi korudu mu hiç,kendi öz kardeşine kızdı mı hiç size zarar geldiğini göremediği için?
Benim bir süperbabaannem oldu Barış Abinin o şarkısını her köyünün yoluna girişimizde söylediğim.
 Süper babaanne seni çok seviyoruz ...

Rahmetle yat süperbabaannem seni çok seviyorum...

11 Ocak 2011 Salı

Bugün Kendime Tanımım:SAĞLAM

Buz gibi kış güneşinin altında, bugün yürüyorken kaldırımda alakasız düşünceler içersindeydim yine.Ve sonunda kendimi adlandırabileceğim bir sıfat belirdi aklımda ''sağlam''.
Ne alaka demeyin nerden geldi bilemiyorum ama şu soruyu düşünüyordum;
Hangi kale daha sağlamdır?
-sık sık saldırıya uğrayan mı?
-belki de hiç saldırılmamış
olan mı ?
cevabı biliyorsunuz değil mi :)
Eğer sık sık saldırıya uğrarsa savunma mekanizması gelişir,gelişim için sebebi olur daha güçlü silahlar ve daha yüksek daha sağlam surlar inşaa ederler Sonuçta daha sağlam olurlar.
Ben de bu garip bağlantı ile başıma sık sık gelen aptal ruhsal ve fiziksel durumları düşününce kendimi sağlam olarak niteledirmek istedim.
Belki bir adım ilerisinde daha güçlü bulabilmek için kendimi belki yıkılmamak belki pes etmemek için ya da sadece böyle olduğuma inanmaya ihtiyacım olduğu için...
Her durumda da sağlam olabilmeyi diliyorum...

Ne De Düzenli Başlamıştım Halbuki

Bu yıl en azından her gün yazabilmeyi umuyordum zira planım buydu ,fakat sonra dayım geldi ve bir haftamızı benim mesaim bitince beraber geçirdik buz gibi soğuklarda bile beraber gezdik azıcık inşallah yazın gelirde gezilerimiz daha güzel olur.
facebook hesabımda ekli olan arkadaşlar görmüşlerdir fotoları özel fotoları halen daha buraya ekleme taraftarı değilim.
Dayım gidince onun gelişiyle askıya aldığım tüm moral bozukluklarım bana hücum etti Allahtan faranjit im de hücum etmek için aynı zamanı seçti de önceliği kendisinde toplamayı başardı.
İnsan hasta olduğu için minnet duyar mı evet duyar çünkü son gelen acı ilk acıyı unutturur :) bu bilimsel bir gerçek :)
Dün akşam rüyamda annemi gördüm garip bir rüyaydı anlamsız öğelerle dolu ama hepsi hayatımda gerçekleşmiş öğeler geçmişe ait.
Zaten sağlığım yerinde olduğunda bilim kurgu uçuk kaçık rüyalar görürüm ne zaman hasta olurum, ateşim çıkar, canım acır geçmişe dair rüyalar görürüm hep böyle olmuştur.. nedenini merak etmiyor değilim.
Emekli olmak istiyorum yoruldum insanlarla psikolojik çekişmelerden neden sadece dürüst olamaz ki insanlar? ne olur yani?

4 Ocak 2011 Salı

Ben De!!!!

ben de bencil olabilirim eğer istersem,

ben de insanlara iyilik yaparken beni zorlayan şeyleri yüzlerine vurabilir,başlarına kakabilirim eğer istersem ,

ben de düşünedem etmeden insaları sorumlu tutabilirim ,

ben de kendi bildiğimi okuyabilir karşımdakinin duygularını ezip geçebilirim ve umururmda da olmaz!

 

2 Ocak 2011 Pazar

Yılın İkinci Tembel Günü de bitti

Saatimin alarmı her gün aynı saatte çalıyor ,işe gitmem gereken günlerde alarmla kavga ederken tatil günlerimde alarm çalmadan uyanıyorum.Bugün iş daha kötü oldu alarm çalmadan uyandım kalktım bugün ne giysem diye düşündüm ve sonra günün pazar olduğunu anımsadım kendime kızdım telefonuma kızdım ve yatağa geri dönüp uyumaya çalıştım zor uyudum ama uyudum peki ben neden uykumu bölüp günleri şaşardım ÇÜNKÜ lüzumsuz olan ikinci tatail günümdeydim :)
Bir insan tatil olduğu için kızar mı evet kızar plansız programsız bir tatil lüzümsuz bir tatildir bence:)
Neyse en azından dün dinlendiğim için bugünü ev işi yaparak geçirebildim çooook keyifliydi :) ne inanılır bir cümle değil mi :) Yarın kıbrıstaki dayım gelicek ziyaretimize misafir odamızı biraz düzenledim yalnız hava çok soğuk .
Soğuk havanın tek güzel yani bence kar yağışı ki birkaç gündür o da yok :(
Kar yağsın istiyorum he yer beyaz olsun öyle çok kar yağsın ki insanların da üzeri beyaz  kaplansın bembeyaz olsunherkes....

1 Ocak 2011 Cumartesi

Sonunda Takıntım Azaldı Sanki...

Kıbrıstan dönüşümde kuzenimin eşi yolda sıkılmayayım diye elinde bulunan iki kitabı verdi bana yol kısa gerek yok dedim ama yolculuklardaki kitap manyaklığımı ailede bilmeyen yok galiba :)
Yollar ben okurken daha kısa zaman alıyor sanki :)
yani 18 saatlik yol eşittir 700 sayfa gibi birşey benim zihnimde :)
Neyse efendim geliş yolunda uçak ve feribotta kitabın biri bitti nerdeyse ertesinde devam eden her boşlukta iki kitabı bitirdim ama tabii ki seri  olan kitapların ilk ikisi pek yeterli gelmedi devam kitaplarını da edinip okudum sonra bir tanesini daha okudum ve 5 kitap bitmiş oldu fakat sorun şu ki kitapdaki belirli bakış açılarından yapılmış olan anlatıma bir nedenden ötürü taktım evet doğru kelime bu taktım
birinci kitabın belirli bölümlerini 4. kitabın belirli bölümlerini ve beşinci kitabın tamamını kapsıyordu bu takıntım ve tekrar tekrar okudum bu kısımları halen geceleri kitap baş ucumda ve belirli kısımları okumaya şartlandı zihnim uyumadan önce.
Bu bana göre sorun değil ama küçüçük de ola kitap ayracımın ışığı eşimi rahatsız edince sanırım kitap takıntıma o da taktı ... birazcık abartmayayayım sadece bir hikayeye bu kadar takmaka taktı :)
Benim taktığımsa kitap değil belli bakış açılarından anlatım şekliydi :)
takıntı hala içimde bir yerlerde ama son 3-4 haftadır olduğu gibi yoğun değil ve bu iyi birşey elimde kitaplar olmamalı şu an birşeyler yapmalıyım öyle değil mi :)
Ya da en azından eşime hevesle başladığım hırkayı örüp bitirmeliyim :) kiiiiii  kitap takıntıma olan tkıntısı azalsın :P
Kitap takıntımın bu kadar güçlenmesine ttnet in 3 haftadır onaramadığı telefon hattımızın ve kullanamadığımız internetin de etkisi olmuştur ... kesinlikle oldu :)
Artık telefon hattımız düzeldi ve biz de net kullanabiliyoruz fakat tabii ki çooooooook anlayışlı ilgili ve çözüm odaklı müşteri hizmetleri nedeniyle artık ttnetli değiliz :) biz internetimizi taşıdık :)
Daldan dala atlayan bir yazı oldu sanırım, halbuki niyetim az önce iki veya üçüncü tekrarı için açtığım Julie&Julia yı izlerken farkettiğim şu kitaba takıntımın ağırlığının azalma hissini not etmekteki günceme.
Burayı bunun için açtım kendime notlar iliştirmek hafızam zayıflıyor bunu hissediyorum.Anlıyorum da yeni şeyler öğreniyorum çünki ve ne yazık ki o kadar geniş bir hafıza haznem yok bunlar tamamen kişisel notlaryani :)
Eskiden ama çok eskiden değil lisede okuyorken yabancı dil ağırlıklı okumanın dezavantajları vardı fakat benim açımdan harika bir avantaj getirdi o yıllarda yabancı dilde tutmuş olsam da edinmiş olduğum günlük tutma alışkanlığım .Bitirme ödevi dönemime kadar üniversitede bile sürdürmüştüm bu alışkanlığımı sonra vakit bulamaz olmuştum ve sonra da yazma aralığım uzadı.
Evet evet buraya sanki her gün yazıyorum da değil mi :)
Ama (ki ama ile başlayan hiçbir cümleden hazzetmiyorum oyy bu ama konusu çoook uzun bir hikaye şimdi tüm bu çorba olan konuya daldırmayayım ama konusu farklı bir güne kalsın olur mu :))
nerde kalmıştık parantez açıklamaları uzadıkçaaaaa aklımkiler dağılıyor :)
Evet ama yazım sıklığımı arttırmayı planlıyorum ve sanırım benden ve histerikliklerimden sıkılacaksınız :)
Sıkılıdığınızda söyleyin olur mu ( umursuyormuş gibi yapmayı deneyeceğim söz :))
Şimdi bugün yeni yılın ilk günü ne anlama geliyor bu ?
Çok ciddi bir soru fakat basit bir cevabı var bende lüzumsuz bir tatil günü ayrıca eşim bir avm de çalışıyor ve insanlar tatil günlerinde alışveriş canavarına dönüşmeyi sevdiği için günümüzde, eşim bugün işyerinde yarın da tabii ki .Ve bu durum hoş değil yani tatil günümü doğal olarak :)eşimle geçirmeyi tercih ederim zira bu şehirde bir aile ve arkadaş grubum yok tatil günümde birşeyler yapmak isteyeceğim .
Arkadaşıma netten görüşüyorum, çoğu kez ailemle de bugün annemin doğum günü ayrıca ocağın biri :)
Tabii ki bu gerçek doğum günü değil bizim memleket biraz tuhaftır, hele ki annemin çocukluk zamanında dedem onu kaydettirmemiş nüfusa ve sonradan kaydolmuş, her sonradan kaydolan gibi de doğum tarihi 1 ocak tüm dayılarımın olduğu gibi :)
Benim doğum tarihim de nüfusta aynı azizliğe uğramış babam sağolsun (bu cümleye başka kelime eklemeyeceğim zira ruh halim iyi ve değişsin istemiyorum )
Doğum tarihimi annemin dedemin avda kaza ile vurulup ölmesinden sonra doğum yamış olması dolayısıyla hesaplayabiliyoruz.İlginç değil mi?
Bazen rüyalarıma çocukluğum giriyor babaannemle geçen kısım son günlerinde yanında olamadığım babaannemle,ona zorla anlattırdığım hikayeler ve onları da yazmalıyım unutmadan ilerde kısmet olur da kendi çocuklarım olduğunda onlara da anlatmalıyım babaannemi anlatmalıyım nedenini bilemiyorum belki de onu, ona söyediğimden daha çok seviyorumdur,belki de söylediğimin aksine artık bir çok şeyden onu sorumlu tutmuyorumdur, keşke bunu ölmeden önce ona da söyleybilseydim ...
keşkeler!! değil mi okumuştum o kitabı 'Keşke'siz Bir Yaşam İçin İletişim Donanımları'
Her kitap her kişiye farklı etkiler yapar var mı katılmayan fikrime :)
Yoksa siz tıpatıp aynen etkilenen iki kiş mi tanıyorsunuz .....
Şimdilik yazımı kısa keseceğim yazmanın keyfni özlemişim
Sevgilerimle....