27 Ocak 2011 Perşembe

Ben bir Gemi Kaptanıyım

Zorda ruhum parçalanıyor sırtımı dönükçe parça parça etraımda merhamet dileniyor.
Kitabım işe yaramıyor artık okumak iyi gelmiyor bana baka bir hipnotize yol bulmalıyım düşünmemeliyim düşünmek iyi değil güzel değil parçalarayrılmak.
Eskiden bir zaman dilimine ait yerel radyonun birinde sesim yankılanırdı düşündüklerimin bikısmını söylerdim önümdekisyah mikrofona sanki sadece kulaklıklarıma gelirdi ses sanki sadece ben duyardım  kendim kendim çalıp kendim onardım sanki.
Sonra bir gün selma aradı sabah o saatte beni dinlemek için kalktığını söyledi inanamadım bir ses daha vardı benim sesimin yanında güzeldi gerçekten güzel sonra her sabah arayıp günaydın demeye başladı selma ve ben de ona özel günaydın demeye sonra ben mesleğime ağırlık vermeye karar verdim zor ir karardı konuşmak güzeldi düşünceleri özgür bırakmak .Sonra ben büyüdüm yani bir parçam büyüdü sorululuklara sarıldı ya da sorumluluk çöktü omuzlarına bir parçamın.
Hayallerim var hala uyumta güçlük çektiğim gecelerde kendime anlattığım masal düşünceler var hala....
O eski zamadiliminden çökmemiş zorumlulukları uzağındaydı bir gemi olarak düşünürdüm ömrümü.
Herkesin ömrü bir gemi yolculuğuydu zira o zamanlar :)
Dümenin elimize olduğuna inanırdım gemi be aitti tanıdıklarımız dostlarımız da gemimizdeki yolcular istersek onları gemimize alırdık istezsek almazdık herdönem yeni bir limandı gemimiz için...
Sonra gemi bir limana demirldi dahsonra deniz uzaklaştı çok uzaklaştı ardından aslında bir gemimin olmadığını farkettim ve sonrasında aslında hiç bir gemiye sahip olmadığımı farkettim asla dümeni elimde olan bir gemim olmamıştı.
Belki olsaydı....
belki olmalıydı....

iyi geceler....

14 Ocak 2011 Cuma

Bu gün benim adım hüzün ,bugün benim adım keşke,bugün benim adım ölüm :(

Üzgünüm
Bu gün benim adım hüzün ,bugün benim adım keşke,bugün benim adım ölüm :(
Hastayım kendi hastalığımla uğraşıyordum sesim düzelince ararım dedim annemi, aradım bugün o da aramamış beni üzmek istememiş haberi zorla verdi ne kadar sevdiğimi biliyordu.
Bu gün süper babaannemin cenazesi varmış,benim süperbabaannem artık yok.Babaannemin ablasıydı kendisi, bizim komşu köyümüzde yaşıyordu kocasıyla, beraber koyuncuydular onlar bir sürü koyunları bir sürü kuzuları olurdu, hep olurdu kocası vefat edene kadar, her yıl en az 600-700 koyunları olurdu, yaylada da karşılaşırdık onunla, köyüne de giderdik babaannemle.Onlar yaylada iken tarlasına bağına bahçesine biz bakardık kazırdık, ayıklardık ,meyvelerini yerdim.
Benim süper babaannem hamarat kadındı tüm yaz yaylalarda koyun peşinde olsa da kışın onlara misafirliğe gittiğimizde bize çamur küplerinden (yazın taze iken yenmeyen bir çeşit armuttan yaptığı) su armudunu ikram ederdi.Siz su armudu yediniz mi hiç ,öylesini bilemezsiniz benim süper babannemin muhteşem su armutları olurdu.Karayemişi çok severdi süperbabaannem, yazın gittiğmizde çıkamadığı her ağaca beni yollardı sepetlerle karayemiş toplardım ona yerdi,yiyemediğini karayemiş zeytini yapardı siz hiç karayemiş zeytini yediniz mi?
Sizin hiç süper babaanneniz oldu mu,Sırf siz iki dakika tüylerini okşayın diye tüm kuzuları sırayla yapaklayıp kucağınıza verdi mi hiç?
Sizin hiç süperbabaanneniz oldu mu,Taş evinin bir odasında bulunan eski taş fırında lezzetli peksimetler pişirdi mi hiç ve siz o pişirsin diye kestane yaprağı topladınız mı ormandan, ekmekler kestane yaprağında daha iyi oluyor dedi mi size süper babaanneniz.O lezzetli peksimetleri ayranla ıslatıp yediniz mi hiç?
Sırf siz onunla kaldığınız 15 günde mutlu olun sıkılmayın diye çatı arasındaki atıl odacığı sizin için düzenledi mi babaanneniz kendinizi heidi gibi hissedin diye...
Sizin hiç süperbabaanneniz oldu mu sizden iyi kiraz ağacına çıkabilen?
Sizin hiç süperbabaanneniz oldu mu ,kendi babaanneniz babanıza arka çıkarken o sizi korudu mu hiç,kendi öz kardeşine kızdı mı hiç size zarar geldiğini göremediği için?
Benim bir süperbabaannem oldu Barış Abinin o şarkısını her köyünün yoluna girişimizde söylediğim.
 Süper babaanne seni çok seviyoruz ...

Rahmetle yat süperbabaannem seni çok seviyorum...

11 Ocak 2011 Salı

Bugün Kendime Tanımım:SAĞLAM

Buz gibi kış güneşinin altında, bugün yürüyorken kaldırımda alakasız düşünceler içersindeydim yine.Ve sonunda kendimi adlandırabileceğim bir sıfat belirdi aklımda ''sağlam''.
Ne alaka demeyin nerden geldi bilemiyorum ama şu soruyu düşünüyordum;
Hangi kale daha sağlamdır?
-sık sık saldırıya uğrayan mı?
-belki de hiç saldırılmamış
olan mı ?
cevabı biliyorsunuz değil mi :)
Eğer sık sık saldırıya uğrarsa savunma mekanizması gelişir,gelişim için sebebi olur daha güçlü silahlar ve daha yüksek daha sağlam surlar inşaa ederler Sonuçta daha sağlam olurlar.
Ben de bu garip bağlantı ile başıma sık sık gelen aptal ruhsal ve fiziksel durumları düşününce kendimi sağlam olarak niteledirmek istedim.
Belki bir adım ilerisinde daha güçlü bulabilmek için kendimi belki yıkılmamak belki pes etmemek için ya da sadece böyle olduğuma inanmaya ihtiyacım olduğu için...
Her durumda da sağlam olabilmeyi diliyorum...

Ne De Düzenli Başlamıştım Halbuki

Bu yıl en azından her gün yazabilmeyi umuyordum zira planım buydu ,fakat sonra dayım geldi ve bir haftamızı benim mesaim bitince beraber geçirdik buz gibi soğuklarda bile beraber gezdik azıcık inşallah yazın gelirde gezilerimiz daha güzel olur.
facebook hesabımda ekli olan arkadaşlar görmüşlerdir fotoları özel fotoları halen daha buraya ekleme taraftarı değilim.
Dayım gidince onun gelişiyle askıya aldığım tüm moral bozukluklarım bana hücum etti Allahtan faranjit im de hücum etmek için aynı zamanı seçti de önceliği kendisinde toplamayı başardı.
İnsan hasta olduğu için minnet duyar mı evet duyar çünkü son gelen acı ilk acıyı unutturur :) bu bilimsel bir gerçek :)
Dün akşam rüyamda annemi gördüm garip bir rüyaydı anlamsız öğelerle dolu ama hepsi hayatımda gerçekleşmiş öğeler geçmişe ait.
Zaten sağlığım yerinde olduğunda bilim kurgu uçuk kaçık rüyalar görürüm ne zaman hasta olurum, ateşim çıkar, canım acır geçmişe dair rüyalar görürüm hep böyle olmuştur.. nedenini merak etmiyor değilim.
Emekli olmak istiyorum yoruldum insanlarla psikolojik çekişmelerden neden sadece dürüst olamaz ki insanlar? ne olur yani?

4 Ocak 2011 Salı

Ben De!!!!

ben de bencil olabilirim eğer istersem,

ben de insanlara iyilik yaparken beni zorlayan şeyleri yüzlerine vurabilir,başlarına kakabilirim eğer istersem ,

ben de düşünedem etmeden insaları sorumlu tutabilirim ,

ben de kendi bildiğimi okuyabilir karşımdakinin duygularını ezip geçebilirim ve umururmda da olmaz!

 

2 Ocak 2011 Pazar

Yılın İkinci Tembel Günü de bitti

Saatimin alarmı her gün aynı saatte çalıyor ,işe gitmem gereken günlerde alarmla kavga ederken tatil günlerimde alarm çalmadan uyanıyorum.Bugün iş daha kötü oldu alarm çalmadan uyandım kalktım bugün ne giysem diye düşündüm ve sonra günün pazar olduğunu anımsadım kendime kızdım telefonuma kızdım ve yatağa geri dönüp uyumaya çalıştım zor uyudum ama uyudum peki ben neden uykumu bölüp günleri şaşardım ÇÜNKÜ lüzumsuz olan ikinci tatail günümdeydim :)
Bir insan tatil olduğu için kızar mı evet kızar plansız programsız bir tatil lüzümsuz bir tatildir bence:)
Neyse en azından dün dinlendiğim için bugünü ev işi yaparak geçirebildim çooook keyifliydi :) ne inanılır bir cümle değil mi :) Yarın kıbrıstaki dayım gelicek ziyaretimize misafir odamızı biraz düzenledim yalnız hava çok soğuk .
Soğuk havanın tek güzel yani bence kar yağışı ki birkaç gündür o da yok :(
Kar yağsın istiyorum he yer beyaz olsun öyle çok kar yağsın ki insanların da üzeri beyaz  kaplansın bembeyaz olsunherkes....

1 Ocak 2011 Cumartesi

Sonunda Takıntım Azaldı Sanki...

Kıbrıstan dönüşümde kuzenimin eşi yolda sıkılmayayım diye elinde bulunan iki kitabı verdi bana yol kısa gerek yok dedim ama yolculuklardaki kitap manyaklığımı ailede bilmeyen yok galiba :)
Yollar ben okurken daha kısa zaman alıyor sanki :)
yani 18 saatlik yol eşittir 700 sayfa gibi birşey benim zihnimde :)
Neyse efendim geliş yolunda uçak ve feribotta kitabın biri bitti nerdeyse ertesinde devam eden her boşlukta iki kitabı bitirdim ama tabii ki seri  olan kitapların ilk ikisi pek yeterli gelmedi devam kitaplarını da edinip okudum sonra bir tanesini daha okudum ve 5 kitap bitmiş oldu fakat sorun şu ki kitapdaki belirli bakış açılarından yapılmış olan anlatıma bir nedenden ötürü taktım evet doğru kelime bu taktım
birinci kitabın belirli bölümlerini 4. kitabın belirli bölümlerini ve beşinci kitabın tamamını kapsıyordu bu takıntım ve tekrar tekrar okudum bu kısımları halen geceleri kitap baş ucumda ve belirli kısımları okumaya şartlandı zihnim uyumadan önce.
Bu bana göre sorun değil ama küçüçük de ola kitap ayracımın ışığı eşimi rahatsız edince sanırım kitap takıntıma o da taktı ... birazcık abartmayayayım sadece bir hikayeye bu kadar takmaka taktı :)
Benim taktığımsa kitap değil belli bakış açılarından anlatım şekliydi :)
takıntı hala içimde bir yerlerde ama son 3-4 haftadır olduğu gibi yoğun değil ve bu iyi birşey elimde kitaplar olmamalı şu an birşeyler yapmalıyım öyle değil mi :)
Ya da en azından eşime hevesle başladığım hırkayı örüp bitirmeliyim :) kiiiiii  kitap takıntıma olan tkıntısı azalsın :P
Kitap takıntımın bu kadar güçlenmesine ttnet in 3 haftadır onaramadığı telefon hattımızın ve kullanamadığımız internetin de etkisi olmuştur ... kesinlikle oldu :)
Artık telefon hattımız düzeldi ve biz de net kullanabiliyoruz fakat tabii ki çooooooook anlayışlı ilgili ve çözüm odaklı müşteri hizmetleri nedeniyle artık ttnetli değiliz :) biz internetimizi taşıdık :)
Daldan dala atlayan bir yazı oldu sanırım, halbuki niyetim az önce iki veya üçüncü tekrarı için açtığım Julie&Julia yı izlerken farkettiğim şu kitaba takıntımın ağırlığının azalma hissini not etmekteki günceme.
Burayı bunun için açtım kendime notlar iliştirmek hafızam zayıflıyor bunu hissediyorum.Anlıyorum da yeni şeyler öğreniyorum çünki ve ne yazık ki o kadar geniş bir hafıza haznem yok bunlar tamamen kişisel notlaryani :)
Eskiden ama çok eskiden değil lisede okuyorken yabancı dil ağırlıklı okumanın dezavantajları vardı fakat benim açımdan harika bir avantaj getirdi o yıllarda yabancı dilde tutmuş olsam da edinmiş olduğum günlük tutma alışkanlığım .Bitirme ödevi dönemime kadar üniversitede bile sürdürmüştüm bu alışkanlığımı sonra vakit bulamaz olmuştum ve sonra da yazma aralığım uzadı.
Evet evet buraya sanki her gün yazıyorum da değil mi :)
Ama (ki ama ile başlayan hiçbir cümleden hazzetmiyorum oyy bu ama konusu çoook uzun bir hikaye şimdi tüm bu çorba olan konuya daldırmayayım ama konusu farklı bir güne kalsın olur mu :))
nerde kalmıştık parantez açıklamaları uzadıkçaaaaa aklımkiler dağılıyor :)
Evet ama yazım sıklığımı arttırmayı planlıyorum ve sanırım benden ve histerikliklerimden sıkılacaksınız :)
Sıkılıdığınızda söyleyin olur mu ( umursuyormuş gibi yapmayı deneyeceğim söz :))
Şimdi bugün yeni yılın ilk günü ne anlama geliyor bu ?
Çok ciddi bir soru fakat basit bir cevabı var bende lüzumsuz bir tatil günü ayrıca eşim bir avm de çalışıyor ve insanlar tatil günlerinde alışveriş canavarına dönüşmeyi sevdiği için günümüzde, eşim bugün işyerinde yarın da tabii ki .Ve bu durum hoş değil yani tatil günümü doğal olarak :)eşimle geçirmeyi tercih ederim zira bu şehirde bir aile ve arkadaş grubum yok tatil günümde birşeyler yapmak isteyeceğim .
Arkadaşıma netten görüşüyorum, çoğu kez ailemle de bugün annemin doğum günü ayrıca ocağın biri :)
Tabii ki bu gerçek doğum günü değil bizim memleket biraz tuhaftır, hele ki annemin çocukluk zamanında dedem onu kaydettirmemiş nüfusa ve sonradan kaydolmuş, her sonradan kaydolan gibi de doğum tarihi 1 ocak tüm dayılarımın olduğu gibi :)
Benim doğum tarihim de nüfusta aynı azizliğe uğramış babam sağolsun (bu cümleye başka kelime eklemeyeceğim zira ruh halim iyi ve değişsin istemiyorum )
Doğum tarihimi annemin dedemin avda kaza ile vurulup ölmesinden sonra doğum yamış olması dolayısıyla hesaplayabiliyoruz.İlginç değil mi?
Bazen rüyalarıma çocukluğum giriyor babaannemle geçen kısım son günlerinde yanında olamadığım babaannemle,ona zorla anlattırdığım hikayeler ve onları da yazmalıyım unutmadan ilerde kısmet olur da kendi çocuklarım olduğunda onlara da anlatmalıyım babaannemi anlatmalıyım nedenini bilemiyorum belki de onu, ona söyediğimden daha çok seviyorumdur,belki de söylediğimin aksine artık bir çok şeyden onu sorumlu tutmuyorumdur, keşke bunu ölmeden önce ona da söyleybilseydim ...
keşkeler!! değil mi okumuştum o kitabı 'Keşke'siz Bir Yaşam İçin İletişim Donanımları'
Her kitap her kişiye farklı etkiler yapar var mı katılmayan fikrime :)
Yoksa siz tıpatıp aynen etkilenen iki kiş mi tanıyorsunuz .....
Şimdilik yazımı kısa keseceğim yazmanın keyfni özlemişim
Sevgilerimle....