25 Haziran 2015 Perşembe

Kısa hikaye 1/2

Geciktirdikçe cümleler kayboluyor zihinden halbuki dün gece ne kadar canlıydı romanımın konusu ve ana karakterleri...
...
Yıllar sonraydı çok başka bir şehirde bir teleferikte karşılaşmışlardı ikisi de inattan geri adım atmamış aynı vagona binmişlerdi.vagonun karşı köşelerinde oturmuş şehrin farklı taraflarına bakıyorlardı ama aynı şey görüyordu ikisi de bu tesadüf neydi?
Yıllar sonra sahi neden bu şehirdeydiler ki?
Zihninde sürekli bu soru dönüyordu adamın.
Hadi kendisi ilk kez nereye gittiğini düşünmeden seyahat ediyordu günlerdir o neden burdaydı.parmağında yüzük yoktu belki de evli değildi.bunu neden düşünmüştü ki şimdi onlar aynı vagona binmiş iki yabancıydı sadece.saçları uzamış hiç bu kadar uzun görmemişti saçlarını ,aralarına aklar mı düşmüştü sahi gençti neden aklar düşmüş ki o kuzguni saçlara...
Daha yakından bakmak için kız ayağa kalkıp cama yaklaşır.
Son bir kez bakmak istemiştim şehre neden burdaki diye düşündü genç kadın içinden.akşam uçağı vardı yurt dışındaki iş teklifini kabul etmişti yıllardır ertelediği hayaliydi bu iş ve tam zamanında yine çıkmıştı karşısına.yıllardır yaşadığı bu şehre saklandığı bu şehre son bir kez bakmak istemişti sonra gidecekti nasıl olur da hemen yanında olabilirdi yıllardır saklandıktan sonra tam gidecekken bu kadar yakınında hissedince ne yapacağını şaşırmıştı.
Onunla ilk karşılaşmaları geldi aklına o seçmeli dersi kredisini yükseltmek için almıştı yaz döneminde ve karma bir sınıftı birçok bölümden yüzlerce öğrenci vardı,salona ilk girdiğinde tek boş yer delikanlının yanıydı ve mecburen yanına oturmuştu ,ders arasınde kendisiyle sohbet etmesine çok mutlu olmuştu sonrasında beraber otobüs durağına kadar yürümüşlerdi bir sonraki derste de arkadaşlıkları devam etmiş dönem başlayınca da görüşmeyi sürdürmüşlerdi.
Çok ince düşünceli efendi bir gençti ona büyük saygı duymuş ve çok sevmişti genç kız.
Bunları hatırlamak kalbini acıttı genç kadının bir önemi yoktu ki bunların geçmişte kalmıştı hepsi,belki sadece onun zihninde sürdürüyorlardı varlıklarını.
Kabinin camına güneş vuruyordu genç kadının vücudu siyah bir silüet gibiydi şehrin görüntüsünün önünde onu o kadar çok aramıştı ki belki hayal görüyordu genç adam orda durmuyordu ilk aşkı ,hayal görüyordu sık sık gördüğü gibi yine onu bulduğunu hayal ediyordu.
Ama çok gerçekçiydi orda olabilir miydi gerçekten içindeki isteğe karşı koyamayarak ayağa kalktı genç adam saçlarına götürdü ellerini,irkildi genç kadın ama kaybolmadı ordaydı karşısındaydı işte,ellerini saçlarının arasından geçirdi genç kadını kendisine çevirdi gözlerinden yaşlar süzülüyordu ama ordaydı işte aşkını bulmuştu kendisine çekti genç kadını ve yılların özlemiyle öpmeye başladı onu,
Genç kadın ne hissedeceğini bilemiyordu elleri saçlarına değince genç adamın, ondan kaçışı geldi aklına ,delikanlı son sınıftaydı tanıştıklarında okulu bitirip askere ordan da yurt dışına çalışmaya gitmişti genç kızla kurmayı planladığı gelecek için çok çalışıyordu bu arada da kız son sınıftan mezun olmak üzereydi .bir gün çocuğun annesi kantinde kızın yanına gelmişti, tanışmamışlardı ama kadını tanıyordu genç kız o gün hayatının en kötü günüydü bir kaç hafta sonra mezun olmuştu okuldan ve ilk bulduğu şehirdışı işi kabul edip uzaklaşmıştı ordan ve o günden sonra hiç haberleşmemişti delikanlıyla.
Şimdiyse hiç ummadığı zamanda tam da ülkesini tamamen terkedeceği sırada çıkmıştı karşısına ve saçlarını okşuyordu elleri usulca sanki biraz daha bastırsa kırılacakmış gibi dokunuyordu saçlarına ,gözlerine bakma dürtüsüne engel olamamıştı genç kız ve döndüğünde adamın gözlerinde öyle büyük bir hüzün ve acı vardı ki gözyaşlarını artık tutamamıştı tam da o anda gelmişti öpücüğü.
Hayat öpücüğü gibiydi son anda gelen ve kurtaran adam sıkıca sarılmıştı genç kadına sanki biraz gevşetse ellerini kollarının arasından kaybolacakmış gibi korkuyordu.
Genç kız başını göğsüne yasladı ve sıkıca sarıldılar bilbirlerine hasretle...

....

Şimdilik bu kadar gesini anımsarsam bir gün yine yazarım bir de isim bulmak gerek şimdi buna :)

23 Haziran 2015 Salı

KaktüS

Kaktüsüm var benm geöen yıl almıştım ofiste cam kenarımdaki bol güneşi değerlendirsin diye.
Kaktüs dediğm de kanve fincanı kadar bir saksıdan be serçe parmak duruyomuş gibi bişiy adı kaktüs ama dikenleri bile var .
Kaktüs dediğn haftada bir su verilir ya hani ben her gün hatta her canım sıkıldıkca suladım bunu
Sonuç şu an salonumda elimden düyük yaratık misali bir bitki var adı kaktüs.
Şimdi bu iyi güzel de ilerde kitapda yer vermeyi planladığım denemelern arasında ne işi var bu kaktüsün o da zihnimde bana kalsın...

Dur

Dur,
Nefes al,
Etrafına bak,
O an sana yollanmış bir güzellik vardır tam da ihtiyacın olduğunda...
Sen yeter ki
Dur ve Nefes al...

16 Haziran 2015 Salı

Ne bilirsin ki ?

Kişiliğim, hayatım hakkında konuşabilirsiniz.
Fikir yürütebilirsiniz.
Beni öyle böyle sanabilirsiniz.
Ama emin olamazsınız.
Sizin hakkımdaki yorumlarınız, sanmalarınız
benim gerçekte ne olduğumu değiştirmez.
Baktığım yeri söyleyebilirsiniz
ama ne gördüğümü asla...

12 Haziran 2015 Cuma

Sadece "bir an" için

Neredeysen, ne yapıyorsan bırak
bir nefes al
ve kapat gözlerini....

Acelen yok yürüyorsun sadece ,sağın solun koca koca ağaç gövdeleri ile dolu,
bir adımın gölgeye basıyor öteki parlak gün ışığına yürüyorsun yavaşça,
geçen sonbahardan kalma kuru kahverengi yapraklara basıyorsun ,sabah çiğinden ıslaklar hala hiç ses çıkmıyor sen yürürken,
sadece sen ve zihnindekiler yürüyorsun aheste,
Bir nefes için otur şuracığa kütüğün üzerindeki yosunların hemen yanına,
Kaldır başını binlerce yaprak var senle gökyüzü arasında ve aralarından gün ışığı kamaştırıyor gözlerini,
Hareler var her yaprağın ardında sanki her ışık gerçekliğe çağırıyor seni,
Haydi kalk devam et burası değil yerin diyor ışık ve kalkıyorsun,
Sanki ışığı bulmak zorundaymışsın gibi yürüyorsun şimdi,sanki bir adımın geç kalsa sonsuza kadar yetişemeyecekmişsin gibi hızlı adımların,
Takılıp düşüyorsun bir başka yosunlu kütüğe,
Orman artık huzur vermiyor,sessizlik huzur vermiyor zihnindeki sesler bile susmuş sanki onlar da nefeslerini tutmuş ışığa ulaşmanı bekliyorlar,
Bu çok anlamsız evet ışık tüm yol boyunca ordaydı taaa ki sen sıcaklığını içinde hissedene kadar yokluğunu bilmiyordun,
Acı vermiyordu,
Şimdi yokluğunu biliyorsun,hissettiğin sıcaklık koca bir boşluk olarak ağırlaşıyor seni dibe çekiyor,
Daha hızlı yürüyorsun ağaçlar azalıyor kütükler kalmadı çimenler başladı yaz çiçekleri tek tük görünmeye başlamış,
Ulaşacağına inancın tam ışığa gidiyorsun ve işte orda,
Ormanın kenarında ışıktan gözlerin kamaşıyor,
O kadar hızlanmış ki kalbin koştuğunu yeni farkediyorsun,
Gördün ya boşluk kayboluyor ne de olsa orda ya,
Yavaşlıyorsun ve yanındasın işte, dönüyor,
Gülümsüyor,
Gülümsüyorsun,
Yokluğunun sessizlik olduğunu bilmiyor,
Işık olduğunu bilmiyor,
Boşluğun yükünü bilmiyor,
Ve yeniden ısıtan umudu,
Ama orda ne de sıcak gülümsüyor,
Orman karanlık dönüp bakmaya korkuyorsun ama biliyorsun orman soğuk,
Sen ışıklasın,aşklasın burası sıcak ....

Şimdi nefesini ver ve
Aç gözlerini
Işığın nerde?

Değişir

Gidilen yol değişir
Yol arkadaşınız değişmez

Yol arkadaşınız var mı?

5 Haziran 2015 Cuma

Islandın mı hiç

Saçlarından süzülen damlaları umursamadan ıslandın mı hiç?
Gözlerin göremez olsa da gözlüklerini çıkarmadan ıslandın mı hiç?
Bir adım bir adım derken akan ırmaklarda sürükleyerek ayaklarını birbiri ardına ıslandın mı hiç?
Nasıl olsa hava sıcak yağmur da sıcak deyip hasta olmaktan korkmadan başını kaldırıp gökyüzüne ıslandın mı hiç?
Şimdi yanımda olsaydı tek eksiklik aşk aaaaah aşk deyip ıslandın mı hiç?

Güne başlamak

Birçoook giden
memnun kiii yerinde
Çoooook seneler geçti
Çoooook senrler geçti
dönen yok seferindeen

3 Haziran 2015 Çarşamba

Gitmek isterdim...

Köyüme :)

Köyüme gitmek isterdim ama şu anki haline değil ben çocukkenki hali ,eski taş evimizin hala var olduğu,çatı arasında yatağım olan ,gece uyumadan önce bütün vadide yalnızca tek tük sokak lambalarının ışığı olan gözlüksüz baktığımda sanki yıldızlar yeryüzüne inmiş gibi hissettiren o duygunun hala olduğu zamana :)