Dün bu yazıyı yazmak aklımdan geçiyorken ve ben yazımın cümlelerini aklımda toparlamaya çalışıyorken vakit dün sabahtı.Evden çıkmış iş yerime doğru yürüyüşümü yapıyordum elimde kırmızı şensiyemle sağanak yağmurun altında şapır şıpır suları etrafa saçarak yürüyordum.Ve yağmurla ilgili anılarımı canlandırmaya çalışıyordum en eskiden başlıyarak sonra birden farkettim ki ben 'şuan' da yağmuru seviyorum, yağmur sesi insanları o kadar meşgul ediyor ki ben şarkı söyleyerek çok rahat bir şekilde yürüyebiliyordum sokaklarımda :) ve bu gerçekten keyif vericiydi tavsiye ederim.Bu sabah da nasılsa yağmur vardır aynı keyifle işe geleceğimi ummuştum evden çıkarken ama süprizim kocaman kar taneleri şemsiyeme yumuşacık dokunmasıyla başladı.Bursa beyaz ile kaplı bu sabah ve halen yağıyor yağsın da ben çok seviyorum(Allah dışarda olanlara yardım etsin) Aynı anda kaç şey düşünebilir insan ya şurda birşey anlatmay açalışıyordum ama aklım dışardaki insanlara ,dışarda çalışmak zorunda olan veya dah akötüsü kalacak yeri olmayanlara kaydı ....Sabah gelirken bu fotoğrafı çektim doğal olarak telefonumdan bu yüzden kalite yerlerde ama ana fikir belli oluyor :) İkinci fotoğraf ise ofis penceremizin silüeti : )
Sevgilerimle birazdan sizlere ofiste sıkıldığımda ortaya neler çıkıyor onları göstericem bu yazıları mail yoluyla yazıyor olduğumdan fotoğrafları nasıl sıralar bilemedim karışmasın istedim :)